16 Şubat 2014 Pazar

Kapadokya Bölgesi (Ürgüp – Avanos - Göreme – Uçhisar)

15 Şubat Cumartesi günü Kayseri’den dönüşte Kapadokya’da da 2 gece geçirmek istedik. Bütün organizasyonlar iyi bir organizatör olarak benim sorumluluğumdaydı. Akşama doğru Ürgüp’te bulunan Has Cave Konak mağara otele yerleştik. Eğer bu bölgeye gidiyorsanız size kesinlikle tavsiye edebileceğim konaklama yeridir. Öncelikle işletme sahipleri çok sıcak candan üç kız kardeş. Mağara otel konsepti ise Türkiye’nin hatta dünyanın çok az yerinde bulabileceğiniz bir şey.



Otelden Gece Ürgüp Manzarası


Ben daha önce iki kez daha öğrencilik yıllarımda Kapadokya bölgesini gezmiştim. Haliyle deneyim sahibiydim. İlk iş bu bölgede çok yaygın bir eğlence türü olan sanırım genellikle turistlere hitap eden mağara restoranlarda Türk Gecesi. Türk gecesi eğlence yerleri genelde Avanos tarafında yer aldığı için ve gece sonunda araç kullanamayacak durumda olduğumuz için taksi bulmaya karar verdik. Türk gecesine gitmek istediğimizi söyleyince otel sahipleri, taksi ayarladılar. Taksici amca turistler ile haşır neşir içten bir amcaydı. Yolda giderken şehri, tarihi görülecek yerleri anlattı. Bir yerde durup manzarayı seyretmemizi istedi. Fakat gece kapalı ve bulutlu olduğu için pek bişi göremedik.

Yayında mıyız :) Gösterilerin başında herkes kayıtta :)








TÜRK GECESİ ve KAPADOKYA!!! Sınırsız meze ve yerli alkol ile ana yemek tatlı meyve ve sonunda çay ile bitireceğiniz bir lezzet şöleni… Başlangıçta Türk saat müziği, ud ve kanun ile açılışı yapıyorlar.  Aynı zamanda siz içkinizi yudumlarken Türkiye’nin bütün yörelerinden halk oyunları, müzikler ve showlar yemeğinize eşlik ediyor. Artvin, Karadeniz, Zeybek, Kına gecesi ritüeli, Kafkas, dansöz bizim gördüklerimizdi. Mağaranın loş ışıklandırması dekor müzik eğlence her şey muhteşemdi. Mezeler 6-7 çeşitti. Ben kırmızı şarabı, İso şarap, bira ve rakıyı hüpletti :). Ana yemek bulgur pilavı ve kırmızı etti. Çok iyi değildi ama zaten mezelerle doymuştuk. Ana yemekten sonra baklava ve meyve ikramı da iyiydi. Hizmet ve ikramlar inanılmaz hızlı ve güzeldi.  Fiyatına gelince kişi başı sanırım 50 tl ödedik ama inanın bu deneyimi yaşadıktan sonra değdiğini anlayacaksınız.





Çok eğlendik mutlu olduk sevindik hatta gecenin sonunda dans bile ettik :)… Eğlencenin sonunda taksici amcamız bizi Ürgüpe getirdi. Ertesi gün sabah erkenden kalkıp kahvaltımızı Ürgüp’ün muhteşem manzarasına nazır yaptık. Eşyalarımızı topladık otelden ayrıldık. Tüm gün Ürgüp Göreme ve Uçhisar’da gezmeyi planlıyorduk. Hava kapalı ve ara ara yağmurluydu.



Önce Temenni Seyir Tepesi’ne çıkıp Ürgüp’e tepeden baktık. Burada çok fazla zaman harcamasak da sokaklarda gördüğümüz küçük hediyelik eşya dükkanları, kil atölyeleri dikkatimizi çekti.




İkinci adım Ürgüp’teki o meşhuuur dizinin çekildiği ve artık bir turist kapanına dönen, fakat benim bir kez bile bir bölümünü bile sonuna kadar izlemediğim Asmalı Konak’a gittik.  Turist kapanı diyorum çünkü saçma sapan ve manasız bu konağa giriş 2 tl… Amaç nedir pardon? Bir de kapının orda o kadar itici ve  bişi almanız için satıcı kadın ve çocuklar var ki, sizi gezmekten soğutuyor. Hatta küçük bir kız çocuğu arabanın kapısını zorla açıp bileklik satmak istedi. Diyecek bişi bulamadım.

Asmalı Konak dizisinin yakınlarındaki bir otele ait çalışma


Üçüncü durağımız Orta Anadolu’nun en iyi şaraplarının üretildiği ve şarap mahzenlerinin yer aldığı Turasan Şarap Evi idi. Ne yazık ki grup ile gelmediğimiz için şarap mahzenlerini gezemedik. Fakat ben ikinci gidişimde gezmiştim ve kesinlikle tavsiye ederim. Hem ilginç bir yer hem de şarap hakkında öğrenilecek çok şey olduğunu rehber sayesinde görüyorsunuz. Şarap evinde ayrıca küçük bardaklarda şarapları tadıp ona göre karar verebiliyorsunuz. Biz de tabi ki bu ritüeli geçmeyip şarapları tadıp, iyi bir parayı orda bırakıp Turasan’dan ayrıldık.  



Artık Ürgüp merkezde gezecek çok fazla yerin kalmadığını biliyorduk fakat yine de belediyenin karşısındaki müzeye gidip oradan bir harita aldık. Bundan sonraki istikamet Özkonak Yer altı Şehri idi. Bu yer altı şehri için giriş 8 tl idi. Bence gezilen alana göre oldukça fazlaydı. Daha başka ve büyük yer altı şehirlerinin olduğunu öğrendik fakat bunlar ters istikametteydi ve zaman alıcıydı.

Özkonak 

Özkonak yer altı şehri çok uzun dönem önce Bizans zulmünden saklanmak isteyen Hristiyanlar tarafından inşa edilmiş. Mimari açıdan mükemmel havalandırma, ulaşım, iletişim, yaşam alanları, mutfak, kiler ve hatta savaşa uygun saklanma ve savunma sistemlerinin yer aldığı toprağın altındaki yerleşim yerleri. Yukarıdan bakınca fark etmenin olası olmadığı bir kent. Özellikle günümüzün saçma sapan betonlaşması nedeniyle insan hayatı ile güvenliğini çok da göz önünde bulundurmayan yapıların varolduğu 21 yy.da Türkiye ile karşılaştırıldığında bu şehre ve mimariye hayran kalmamak, gıpta etmemek elde değil!



Özkonak’taki gezimiz de sona erince istikameti Göreme açık hava müzesine doğru çevirdik. Yol üzerinde çok sayıda peri bacalarını gördük. Özellikle Japon ve Japon değilse bile çekik gözlü dostlarımızın turist profilini oluşturması dikkatimizi çekti.

Bu arada yol üzerinde balon turları yapan ve balonların yer aldığı kesime denk geldik. Balon turu aklımızdan geçti. Fakat gece geç saatte döndüğümüz için ve balon turları gün doğumunda yani saat 6 civarında gerçekleştiği için bu deneyimi yaşayamadık. Ama sanırım bir daha ki sefere bunu deniycez.



Göreme açık hava müzesine vardık. Park yerleri ücretli.  Fakat maximum kartınız varsa giriş ücretsiz. Müzekart yerine geçen kredi kartlarımızla açık hava müzesine girdik. Oldukça büyük bir alan ve o dönemde Hristiyanların yarattığı mağara şehri, tapınakları, kiliseleri, evleri, mutfakları gezme imkanı buluyorsunuz. Dünya mirasları listesinde yer alan müze volkanik tüften oluşan peri bacalarının en güzel görülebildiği yerlerden birisi. Bir de Zelve açık hava müzesi yer alıyor ki Göreme’ye gelirken Zelve’den geçiyorsunuz. Çok rahat 1-2 saatinizi harcayabileceğiniz bir yer. Keşke rehberimiz olsaydı diyorum daha bilinçli gezerdik müzeyi.




Son durağımız herkesin tavsiye ettiği Uçhisar ve kalesi. Göremeden Uçhisar'a giderken, yol kenarında bütün Göreme’yi ayaklarınızın altında görebileceğiniz seyir yerleri var. Hatta bu yerlerden birisinin adı yanlış hatırlamıyorsam “O Ağacın Altı” idi.  Biz de bu yerlerden birinde durup büyüleyici manzarayı seyrediyoruz. Hiç abartmıyorum manzara gerçekten nefes kesici. Seyir alanının ucuna uçuruma doğru geldiğinizde, buralardan geçen medeniyetleri, insanları, yaşanmışlıkları düşünmeden edemiyorsunuz. Ve size aslında bu dünyadaki yerinizin ve bulunduğunuz zamanın ne kadar küçük ve hiçe yakın olduğunu hissettiriyor. Yani en azından benim için öyleydi.


Buradaki seyirden sonra Uçhisar’a gidiyoruz. Bence burası tam anlamıyla alternatif turistlerin yer aldığı ve buna uygun mekanların bulunduğu Ürgüp’e göre daha küçük şirin bir yer. Uçhisar Kalesi’ne giriş biletlerimizi alıyoruz on-yüz milyon basamağı çıkıp tepeye varıyoruz. Ve benim içimde yine aynı his, İNSANOĞLU, TARİH VE MİNİ MİNNACIK SEN… Kaleden indikten sonra küçük meydanı şöyle bir dolaşıyoruz. Her yerde sanat atölyeleri ve el yapımı çalışmalar var… Beğendiğim çok şey oldu ama fiyatına bakınca hepsini almaktan vazgeçtim. Yani eğer paranız varsa buradan yuvanıza çok güzel el yapımı sanat eserleri götürebilirsiniz.

Uçhisar


Sanırım 1,5 günde Kapadokya yapabileceğimiz çoğu şeyi yapmıştık. Sadece daha fazla zamanı olanlar için balon turu ile Avanos’ta çömlek yapımı atölye çalışmalarına katılmanızı tavsiye ederim. 

Aman bizlere nazar değmesin :)

Bize buradan sonra yol göründü arkadaşlar… Yolumuz uzun istikamet Isparta!!

2 yorum :

  1. Merhaba Asmalı Konak yorumunun üstündeki fotoğraf asmalı konağa ait değil. Oradaki bir otele aittir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkürler.. Yalnız ben de oraya ait olduğunu iddia etmiyorum. Fakat dikkate alıp açıklama olarak yazılabilir.

      Sil